21 Şubat 2015 Cumartesi

Haliç'e doğru Cumartesi günü kaçamağı

İlkel toplumlarda Güneş'in ilk aşıkları ile güne başlanır ve karanlığın bastırması ile dinlenmeye çekilirdi. Onların yapay ışığa ihtiyacı yoktu. Yaratılışlarına ve genetik yapılarına ters idi geceyi gündüz gibi aydınlatmak. Modern Dünya'nın oluşması ile maruz kaldığımız yapay ışık kapitalizmin elini güçlendirirken bize lütuf  olarak sunulan sağlımızı da elinimizden yavaş yavaş alıyordu. Gün aydın iken kendimi iyi hissederim. 

Uzakdoğu felsefesinden 'yang' olarak tariflerim kendimi. Ama bilirim ki ne sadece 'yang' nede sadece 'yin' mana boyutundayım. Söyleyebilirim ki 'yang' hayat felsefemde ağırlık basar. 

Mevsimlerden kış olunca gün ışığının bana ulaşma süresi kısalır. Gündüzleri aktif olduğum için olsa gerek kış günlerim daha hızlı geçer hissine kapılırım. Kısa geçen kış günlerinde ömrümde kısalır gibi gelir. Zaman hızlı geçer. Çetin geçen kış günlerinde fiziksel olarakta yorgun hissederim. Bağışıklık sistemine karşı savaş açan virüslerle de mücadele zor geçer. Zaman zaman yorgun yada yenik düşerim. 

Bu hafta lapa lapa yağan kar, beyaz bir çarşaf misali İstanbul'un üzerini örttü. Cumartesi günü Güneş yüzümüze gülümsedi. Bizde bu fırsattan istifade ederek bir kahvaltı organizasyonu ile kendimizi Haliç kıyısına çöreklenmiş İBB Haliç Sosyal Tesisinde bulduk. Bütçeye uygun, hijyenik ve nezaketli servis elemanları ile kahvaltınız daha keyifli hal alıyor. Bu mekana gelmeyi arzu ederseniz eğer erken gitmenizi tavsiye ederim aksi takrirde sizi kısa süreliğinede olsa girişte misafir edeceklerdir. Kahvaltı bitiminde güneş halen bize muhabbet dolu davetini yollarken bizde bedenlerimizi soğuk dört duvarlar arasına sıkıştıramazdık. Kahvaltı çıkışında kahvelerinizi yudumlamak ve Haliç'i kuş bakışı seyretmek için belki de Eyüp semtinin en güzel yeri olan Pierre Loti'ye çıktık. Tam manzarayı gören bir masaya kurulduk. Mevsimlerden kış olsada Güneş içimizi ısıtmaya yetti. Önümde Haliç manzarası... Haliç, Galata köprüsü, Galata kulesi, Topkapı sarayı, Ayasofya, Sultanahmet, Yenicami, tüm ihtişamı ile Süleymaniye ve ruhumun arındırını hissettiğim Eyüp câmine seyre daldım. Hayallere dalıyorum. Düşüncelerim ile seyahat ederken keyif alıyorum. Vizesiz heryere girip çıkabiliyorum. Kaygısızca seyahatler ediyorum ve dilediğim yerde dilediğim kadar kalabiliyorum. Bazen arsız bazen de çekingen tavırlarla sürüklüyorum zihnimi bir diyardan başka diyarlara. Güneş yüzümü okşarken tatlı tatlı tebessüm ediyorum. Bu an bitmesin istiyorum. Uzatmak gayretim. Beni almaya gelen arkadaşlarımında aklını çeliyorum. Davet ediyorum. Kibarlıklarından olsa gerek davetime icabet ediyorlar. Bütün cazibesi ile göz kırpan kış güneşine gönül kaptırmamak çok güçtü. Onlarda manzaraya dalıp, kış güneşinin yüzlerindeki flörtleşmesine izin verince burdan ayrılmak gerçekten nefse ağır geldi. Birer sıcak çay ve kısa bir sohbetten sonra yerimizi başka hayallere bırakıp gidiyoruz. 

Pierre Loti, Eyüp









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder