30 Kasım 2014 Pazar

Ne büyük özgürlük terketmek!


Sonbaharda başlar ayrılıklar, yolculuklar...Göçler bir yerden diğerine... Bir umutla yeni başlangıçlara kanat çırpar kuşlar. Durmazlar insan gibi değildir onlar yaşayamadıkları yerlerde. Giderler geride bıraktıklarına bakmadan. Terkederler. 

Terketmek!

Hiç düşündün mü,
Ne büyük özgürlük terketmek! Ne zor bir iş terketebilmek! 

Hani insanlar neden sürekli şikayet eder hayatlarından? İşte sebebi; terketme korkusu! Sevmiyor musun işini, eşini, yaşadığın şehri, mahalleni, sokağını, evini, arkadaşını, kedini ve en önemlisi kendini? O zaman terket! Sen farkında mısın ne büyük özgürlük elindeki? Korkunun esaretinde olmuş hayatın. Kendisine biçtiğin borçların ve sorumlulukların cezan olmuş, yaşadığın yerde hapishanen. Her gün aynı yatakta yatıyorsun. Belkide çarşaflarının rengi bile aynı. Bir gün işini kaybetme korkusuyla o evin sahibi olma hayalini yıllara bölüyorsun. Aynı yoldan işe gene aynı yoldan eve yetişme  telaşı hiç bitmiyor diye düşünüyorsun. Köşedeki fırından ekmek almayı unutma. Ekmek bile aynı değil mi? Hep aynı koltuğa oturup haftada bir dönen aynı yemekleri yiyorsun. Televizyon kanallarıda aynı türden şeyleri zırvalayıp duruyor gene sen aynı şeylerden şikayet ediyorsun ve sen aynı saatte yatağa gidiyorsun. Biri üç ve üçü beş yapma telaşın içinde tükettiğin ömürde ne üçün bir anlamı kalıyor ne de beşin. Kaç yıl ömür geçirdin böyle tutsak hesaplamaya korkuyorsun. 

Geçti gitti ömür deyip hayıflanırken bakıyorsun ki geçen yıllara sana kala kala hasta, yaşlı bir adam kalmış. 

Terketmek büyük özgürlük! Sen sadece özgürlüğü elinde olmayanlar için imrenilecek bir tarafı olmayan ahmaktan başka bir şey değilsin.

Sonbahar gelince terkederim beni içine çeken o küçük dünyamdan ve başka dünyalara açarım kanatlarımı. Büyük umutlarla dönmek için...

Yaşasın terketme özgürlüğü!

SU,
30.11.2014
Ümraniye